31 Aralık 2007 Pazartesi

Değişim

Yeni yıla değişiklikle girmek istedim. Şablonlar birbirine girdi. Banner ortada düdük gibi kaldı yazılar başka yöne resimler başka yöne kaçtı ama sonunda başardım. Biyonikçim olmuş mu bir bak. Ben onay delisiyim bakacaksın tamam olmuş diyeceksin yoksa içim rahat etmez benim :):)
Bu arada üst üste yazı yazınca aşağıdaki yazı güme gider. Eğer okumazsanız nasıl erkek oynattığımızı kaçırırsınız valla :):)
2008'de görüşmek üzere.

30 Aralık 2007 Pazar

Boncuk Toplantısı

Herşey Nalan'ın taa Dubailerden şimdi İstanbul'da fasılda olmak vardı demesiyle başladı. Taa aylar önceden herkes 29 Aralık'ı defterine yazdı. Ve sonunda AKM'nin önünde buluşuldu. Peripeti'de fal muhabetinden sonra Boncuk'a doğru yol aldık. Laleninbahçesi, Nurdanacar, Desertwind ve ben Boncuk'ta Zuz ile buluştuk.
Çok keyifli bir gece geçirdik. Blog dedikoduları, eski anılar falan derken çalgı çengi takımı geldi. Onlar çalmaya başlayınca yan masadan bir çocuk kendini ortaya attı valla utandım kız olarak ne oynamadır o öyle. Resmen şov yaptı. Bizim masadan kimse performans göstermedi adamdan sonra :):)Ben makinemi evde unuttuğum için gecenin resimlerini Nalan ve Nurdan'da göreceksiniz.
Ne çok şey konuştuk birkaç saatte neler paylaştık. Ne şoklar yaşadım, Lale abla'nın 26 yıllık evliliğine özendik masaca.Nalan'a gitme planları yaptık. Nalan bir ara o dönerken aynı uçağa bineceğiz diye korkmuş bile olabilir :):):) Ebrucuk İstanbul'a gelemeyince telfonla ona da yetiştik. Ne güzel ne güzel diye diye eve döndüm.
Ben blog yazmanın hayatıma kattığı güzellikleri çok seviyorum. Belki de hiç tanışma şansım olmayan insanlarla tanışıyorum tanışmakla da kalmıyor normalde paylaşmadığım kadar çok şey paylaşıyorum.İşte bunu çok seviyorum...
Mutlu yıllar herkese !!

28 Aralık 2007 Cuma

İyi Seneler İyi Seneler İyi İyi Seneler

Ben yılbaşından önceki haftayı çok seviyorum. Hani ön yeni yıl partilerinin yapıldığı her yerin ışıl ışıl olduğu günleri. Yılbaşı akşamına yapılan hazırlıkları.
Yeni yıldan beklentilerim çok. 2008 hayatımda bir sürü iyiye doğru değişikliğin olduğu bir yıl olsun. 2007 yılında ülke olarak yaşadığımız kötü olaylar son bulsun. Daha huzurlu ve mutlu günler yaşansın.

Çarşamba günü Miray Bebeğin 1. yaş günüydü. Zaman ne çabuk geçiyor. Miray için Suzan'a kurabiyeler ısmarlamıştım. 1 yaş ve bebekle ilgili üzerinde Miray yazan harika kurabiyeler geldi.
Bayıldım hepsine. Resimlerini çektim ama makine evde kaldı. En kısa zamanda resimleri ekleyeceğim. İyi ki doğdun Miray!!

Şimdilik benden bu kadar. Daha yeni yıl hediyeleri alınacak, ev parti evi haline gelecek, yemekler hazırlanacak. Eğer yeni yıla kadar bir daha yazamazsam şimdiden Mutlu Yıllar herkese !!!!

24 Aralık 2007 Pazartesi

Kitaplar

Okuduğum kitapları yazmamıştım uzun zamandır.İşte geliyorlar.

On Üçüncü Hikaye Diane Setterfield Ünlü insanların biyografilerini yazan Margaret ünlü bir yazardan teklif alır. Onun hikayesinin gizemlerini çözerken kendi hayatının gizemlerini de çözüyor. Margaret'in babasının kitapçı dükanını görmek isterdim. Kitaptaki bazı sahneleri okumak zor oldu. Kendine zarar verenler beni korkuttu. Yine de sonuna kadar merakla okuduğum bir kitaptı.

Küfkedisi Ilgın Onut. Daha önce hiç ılgın Onut okudunuz mu? Okumadıysanız Neva'yı da tavsiye ederim. Küfkedisi erkek dünyasını çok gerçekçi anlatıyor. 4 erkeğn tanışması ve yakın arkadaş olmalarının hikayeleri ve tabii ki aşkları.

The Cupid Effect Dorothy Koomson Londra'ya gittiğimde aldığım kitaplardan biriydi bu. Ceri işini bırakıp öğrenciliğe geri döner ve yeni öğrencilik hayatında çevresindekilere Eros aşk meleği etkisi yarattığını farkeder. Okuması keyifli bir roman. sanırım Türkçesi henüz çıkmadı ama bu yazarın en yakın arkadaşımın kızı romanı var kitapçılarda.

En Yakın Arkadaşımın Kızı Dorothy Koomson. En yakın kız arkadaşı nişanlısı ile yattığı için ikisini de artık görmek istemeyen bir kadına kız arkadaşının ölmek üzere olduğu ve nişanlısından olan kızını ona bıraktığı haberi gelirse ne yapar? İşte bu kitabın konusu bu. Okurken ben olsaydım ne yapardım diye düşünmemek zor.

Back When We Were Grownups Anne Tyler. Bir sabah uyandığında yanlış bir insan olarak büyüdüğünü fark eden 50 li yaşlardaki Rebecca'nın hikayesi. Anne Tyler'ın kitaplarının değişik bir anlatımı var. Yazdıklarından sanki romanın kahramanlarını en ince ayrıntısına kadar tanıyorsunuz. Olaylar karşısında ne yapacağını biliyorsunuz. Accidental Tourist ve Homesick Restaurant diğer sevdiğim kitaplarından.

5 gün tatil

5 gün işe gitmemek bana çok iyi geldi. Evin keyfini çıkardım. Bol bol ekmek yapıp uzun kahvaltılar yaptım. Etrafa bayram hediyesi taze ekmek götürdüm. Evi çöp ev olmaktan kurtarmaya çalıştım. Bir sürü kitap okudum. (Okuduğum kitaplar uzun zamandır birikti yazacağım.) İstanbul turuna çıktım. Cihangir'in tüm sokaklarını keşfettik Deniz ve Melis'le. Sonra İstanbul'da ilk defa metroya bindim. Çayımı alıp camın önüne kıvrıldım burnumu cama dayayıp hayal kurdum. Arkadaşlarımla buluştum bol bol. Trafik nedeniyle karşıya geçemeyip arabada dolanmaca oynadık hatta. 5 koca gün bitti. Pazar akşamı Vedat dönüyor olmasa tatil bitti depresyonu geçirebilirdim. Bugün işe başladık bile. Önümüzde 4 günlük bir tatil daha var. Yaşasın yaşasın !!

19 Aralık 2007 Çarşamba

İyi Bayramlar

Eskiden kurban bayramlarında bizim bahçede kesim yapılırdı. aslında her bahçede kesim yapılırdı ya. Ben bir kaç gün önceden alınan koyunlarla aramda hiç bağ kurmazdım çünkü hazin sonu bilirdim.
Erenköy İstasyonundan gidip kurbanlık seçilirdi. Hatta bir keresinde annem ben koyun üçlüsü şeklinde eve gelme çalışmamızı hayal meyal hatırlıyorum. Hayvancağız inat etmişti 5 dakikalık yok saatler sürmüştü.
Koyun eti yememem o günlerden başlamıştı sanırım eğer zorda kalmazsam koyun eti yemem.
Bir de tenis klübü zamanı bir boğanın kortun yeşil zeminini ot zannnedip bizim bahçeye gelmesi vardı. Millet tellere tırmanmış boğa girdiği kapıdan çıkamamış toslamaya başlamış etrafı. sonra bir adam gelip elinde tuzla tıs tıs yapınca uysal uysal tuz yalamış. Ben bu olayın üzerine inmiştim bahçeye o gün. Hala aramız da güleriz alo boğam kaçtı hattı diye diye :):):)
Ben bayramların en çok kahvaltı kısmını severim. Yarın sabah soframı hazırlayacağım. Gün boyu apartman ziyaretleri yapılacak. Kahvaltı ben de öğlen yemek annemde falan gibi. Yaşasın.
Bir de bugün Derya'nın doğum günü birazdan kutlamak için yemeğe gideceğiz. İyi ki doğdun gördün mü 30 oldun yaşı bu yaş. Nice mutlu yıllara.
Yarında sevgili solistin doğum günü benim masal şehrim Sivaslı solist nice yıllara :)
İyi ve mutlu bayramlar herkese!!

18 Aralık 2007 Salı

Tatil ve Nalan Sobesi

Bayram tatili benim için bir kaç saat sonra başlayacak. Yaşasın. Vedat cuma gününden başladı tatile ailesinin yanına gitti. Annesinin yemekleriyle keyfi yerinde.
5 gün tatil boyunca bir sürü plan yaptım. Havalar soğuk olduğu için bu planların çoğu ev içinde.
Çay, kurabiye kitap eşliğinde. YAP blogumla hiç ilgilenemedim onunla ilgili yapacaklarım var.
Mutfak denemelerim olmazsa olmazlar. Yeni ekmek denemeleri, yılbaşı kurabiyeleri, bayram sofraları. Ne güzel!
Şimdi sıra Nalan'ın sobesinde:

Yemek olsam ne yemegi olurum?
Yemek olsam karışık bir meyve salatası olurdum. Özellikle bugünlerde her telden çalıyorum.
Muzik aleti olsam ne olurum?
Kırmızı bir akerdiyon bazen neşeli bazen hüzünlü müzikler çaldığı için.
Araba olsam ne olurum?
Araba değilde bisiklet olurdum sanki.
Aylardan hangisi olurum?
Aylardan Eylül olurdum. Nedenini bilmiyorum :)
Ayakkabi olsam ne olurum?
Kesinlike topuklu aykırı renk bir ayakabı her ne kada rkendim bu tip giymesem de
Kiyafet olsam ne olurum?
Elbise olurdum şık ama rahat.

Ebruy seni sobeliyorum hani merak ediyordun ya soruları istersen senin için ben doldurayım :):):)

14 Aralık 2007 Cuma

Meğer annem hamsili pilav yapabiliyormuş

Daha dışarda yemek yenilen günlerdi annemle caddedeki Sümela'da yemek yerken Deryalarla karşılaşmıştık. Annem o gün ben hamsili pilav yapardım çok demişti, bende şaşkınlık içinde bakakalmıştım 33 yıldır görmedim diye. Abimlere de sorduk onlar çekimser kaldılar bu konu karşısında. Ve sonuçta dün gece doğum günü grubum tekrar toplandı çünkü bu tartışma Pazar günü tekrarlanmıştı ve annem hamsili pilav yaptı. Meğerse annem hamsili pilav yapabiliyormuş. gece Metehan'ın potpori halinde sunduğu şarkılarla sona erdi.
Cuma geldi yine. Yaşasın yaşasın.

12 Aralık 2007 Çarşamba

Altıncı Sezon

O tam 6 yıldır benim hayatımda ama sanki doğduğumdan beri varmış gibi. Neredeyse çocukluğumdan beri yanımdaymış gibi. Sanki ben onun çocukluğunu biliyormuşum gibi.
Daha çok yaşanacaklar var, 60 yaşında kırmızı ayakkablılar alacak bana, bastonlarımıza dayanıp inatlaşacağız. Beraber büyüyoruz inşallah beraber yaşlanacağız...
İyi ki varsın, iyi varız !!! SS

10 Aralık 2007 Pazartesi

Doğumgünü Maceraları


Ağzım kulaklarımda bir haftasonu geçirdim. Resimlerden de belli zaten, ağzımı toplayamama hali. Bu sene doğum günümün sabah olması nedeniyle sabah kahvaltılı program yaptık Aile ve arkadaşlar birarada Cafe &Shop'taydık. Cafe&Shop'ta sabah kahvaltılarıda harika oluyormuş. Upuzun masanın çevresinde en sevdiklerim olunca hani film karesi gibi yaşadığınız anlar vardır ya onlar gibiydi bütün bir gün.
Bu sene annemin kestane pastasını eve kendime saklayıp Suzan'ın önerisiyle Bake Shop'tan Burcu'ya uğurböceği bir pasta ısmarladım. Müthiş bir pasta geldi Pazar sabahı. Tadı da tıpkı şekli gibi mükemmeldi. Bundan sonra ailedeki tüm pastalar kesinlikle Burcu'ya ısmarlanacak ve Bake Shop'taki kurabiye kursuna kesin gidilecek. İlk yeni yıl kararımdır bu.
2008 yılı benim mutfakta parladığım yıl olarak tarihe geçecek sanırım Vedat'ın hediyesi sayesinde. Artık ekmeklerimizi evde yapıp ne kadar muhteşem olduğumu göstereceğim. İlk denememi şu anda yapmaktayım. Nurdan'ı arayıp herşeyin doğru gittiğinden emin oldum. Kendisi diet kolalı ekmek bile yaptığı için benim bilirkişimdir.
Bu yılın renkli ve uğurlu geçeceğinin işaretini veren bir sürü uğurböcekli hediyem var. Yaşasın yaşasın.
Kestaneli pasta için akşam annemde toplandık. Bu pastayı ne zaman yesem çocukluğuma giderim. Tarifini en kısa zamanda yazacağım. Gördünüz mü başlıyorum tarif falan vermeye buradan imdaaat 1 günde büyüdüm ben :):)
Şimdi burnumu ekmek makinasına dayamaya gidiyorum. Sonra gece 12'de elimde ekmek kapı kapı gezip övüneceğim daha.

ps:Doğum günü mesajlarınız için çooook teşekkür ederim. Harikasınız. Bu arada annem de çözdü yorum bırakma işini yaşasııın !!
ps2:Cafe&Shop kadıköy'de Rex sinemasından bir önceki sokakta solda.

8 Aralık 2007 Cumartesi

İyi ki Doğdum !!

Yarın benim doğum günüm. Kutlamalar kahvaltı ile başlayacağı için yarın yazmaya vaktim olmaz. Neyseki derbi Fenerbahçenin lehine bitti, Vedat ağzı kulaklarında teşrif etti.
Mutluluk yürümüş gitmiş.
Her doğum günümde tam doğum saatim Edide arardı beni sabah 9:30'da. Yokluğunu ne çok hissediyorum. Bu sene doğum günüm türlü törenlerle kutlanmaya başladı bile. Yarın akşama kadar devam edecek. Bu sene 40 gün 40 gece durumu var. Geçen sene İspanya'da olduğum için pek kutlayamamıştık cümbür cemaat bu sene acısı çıkacak sanırım.
Annem kestaneli pastayı yaptı 33 senedir bir tek geçen sene ben yokum diye yapmamıştı. İlkokul arkadaşlarım bile hatırlıyor annemin meşhur pastasını.
33 yaş en güzel yaşmış. Bende bunu hissediyorum. en mutlu en huzurlu ve en güzel halimi yaşıyorum bu aralar. Vedat'ın derbisini beklerken içtiğim şarabında etisi var sanırım bu satırlarda :)
Kenan Doğulu'nun rüzgar şarkısı uyuyor en çok bu günüme.
Her yaşın bir güzelliği var
En güzel çağımdayım !!

Doğum günü detaylarımı yazacağım bir de okuduğum kitaplar var yazılmayı bekleyen. Ama şimdilik en seksi yaşa girmenin keyfini çıkartacağım. Hadi hepberaber 33 diyelim :):)

7 Aralık 2007 Cuma

Nearly 33

Öncelikle bir yanlış anlaşılmayı yok etmek istiyorum. İşle işgili bir süpriz gelişme olduğunu yazmıştım herkes farklı anlamış. Durun acele yok, öyle bişey yok olunca ben size haber vereceğim zaten. Hemd eöyle imalarla değil açık açık :):)
Dün sabah Nurdan'la buluştuk, kadıköy'de garson gelmediği için Cappucino yeirne çay içtiğimiz bir şirin kafeye gittik. Sohbet o kadar güzeldi ki. Nalan!! ben Nurdan'ın terliklerini unutmuşum evde sanırım sen gelince elinle vereceksin. Nurdan kazak harika oldu çoook teşekkür ederim :):)
Uğurböcekleri için de. Çok tatlısın.
Dün akşamda facebook sayesinde liseden arkadaşlarımla buluştum. Çok keyifli bir akşam oldu. Kim ne derse desin ben facebook sayesinde yaşanan süprizleri seviyorum.
Doğum günü hafta sonuma taş koyan derbi maçına birazcık kızgın olsamda, umarım bizim evi pek etkilemez. Geçen gün Fenerbahçe TV'ye çıkıp Vedat'a seslenme şansımı teptim. Oysa ki diyeceğim çok şey vardı. Bilenler bilir kameraları pek kaçırmam illa konuşurum. Ayy ne rezilliklerim vardır benim.
Neyse Fener aksilik çıkartmazsa çok kutlamalı bir doğum günü hafta sonu beni bekliyor. Ayrıntıları sonra yazacağım...

4 Aralık 2007 Salı

Günlükler, Suzan'ın süprizi ve plan yapmak

Dün gece eski yazılarıma baktım geçen sene bu zamanlar ne yapıyormuşum diye. İspanya seyahati ve Vedat'ın taşınmasıymış o zaman ki gündem. Ne çabuk geçmiş 1 sene. Blog tutmayı bu yüzden seviyorum. Günlük yazmayı da hep sevmişimdir zaten.
Bu sabah annem elime bunu oku diye kağıtlar verdi. Anneannemin annem doğduğunda tuttuğu günlük eski yazıdan çevrilmiş. Anneannem nasıl bir hamilelik geçirmiş, annem nasıl bir bebekmiş, ilk ne demiş, hangi gün ne yapmış herşey var. Çok hoşuma gitti. Ben de benzer bir defteri Metehan için hazırlamıştım. Annemin de bana yazdığı bir defter vardı. Şimdi nerede bilmiyorum. Annemin evindeki dolaplara dalmak lazım. Mutlaka bir yerden çıkar. Değişik bir duyguydu annemin bebek halini okumak, sanki hiç tanımadığım anneannemle konuşmuş gibi hissettim kendimi.

Dün bir de ofiste tatlı bir süpriz yaşadık. Suzan -bloglardan tanıyorsunuz kendi blogu yok sanırım ama harika bir okuyucu- kendi yaptığı muffinler, kurabiyeler ve marshmellowlarla ve de oğluşuyla beni ziyarete geldi. Annem'in müzeye gelen misafirlere yaptığı ikramlar genelde Suzan'ın mutfağından çıkar. Hepsi de çok zevkli ve harikadır. Yaptıklarının resimlerini koyacaktım ama Suzan gider gitmez hepsi bitiverdi. Şimdilik evinin mutfağından çıkıyor bu lezzetler ilerde inşallah kendi yerini açar. Suzan eğer beni okur da malini yorum olarak eklerse ona ulaşabilirsiniz. Belki de yoğun isteğe dayanamaz kendi blogunu açıverir :):)

Bu akşam evde yılbaşına kadar olan zaman için plan yapmaya gidiyorum. Kafam dopdolu yine.
Değişik birşeyler yapmak, zaman hızlı geçse de dolu dolu geçirmek istiyorum. Yine istekler listem çoğaldı da ...

1 Aralık 2007 Cumartesi

Aralık ayı ve Kevgir

Aralık benim için özel bir aydır. Hem doğum günüm bu ayda hem de Vedat'la tanışmamız. Sonra yılbaşı vardır bu ayda bir de bütün senenin muhasebesi yapılır. Her gazete de mutlaka bu sene ne oldu ne bitti onlar yazılır. Bembeyaz bir aydır benim için Aralık kar yağmasa da. Bu sabah yaşasın Aralık geldi diye uyandım. Dün 2 sene sonra tekrar bioenerji derslerine başladığımız için mutlu uyumuştum aynı mutlulukla uyandım. Bugün 2 ayrı sınıf için makarna partimiz vardı. Biri bitti bile.
Bu hafta hep mutfakta geçirdim. Beni bilen bilir mutfakla aram pek iyi değildir. Bir seferde 80 kişilik makarna pişirerek kendimi bile şaşırttım. Mutfaktayken sürekli aklımda Esra ve onun büyüleyen mutfak kokusu vardı.
Bugün Zerrin ve Esra'nın Kevgir'inin yeni sayısı çıktı. Herkes elbirliği yapmış ve Esra için hazırlanan ve onun tariflerinden, sevdiği yemeklerden oluşan harika bir sayı çıkartmışlar. İnsanın gözleri yaşarmadan okuması çok zor. Zerrin için bu sayıyı çıkartmak çok zor olmalı ama aldığı destekle harikalar yaratmışlar. Kevgir'i mutlaka okumanızı öneririm.
http://kevgir.blogspot.com/